Ben Gülru Ensari piyanist bir anne ile amatör gitarist bir
babanın kızı olarak dünyaya geldim. Henüz annemin
karnındaydım müzikle tanıştığımda. Doğduktan sonra da
annemin evdeki provaları, babamın başucumda bana gitar
çalışlarıyla müzik ayrılmaz bir parçam oldu.
Piyano eğitimime önce 4 yaşındayken annemle başlayıp, 6
yaşında ilkokul ile aynı zamanda konservatuarda Doç. Nihan
Yapalı’nın öğrencisi olarak devam ettim.
14 yaşımda İstanbul Alman Lisesi’ni kazandığımda önce Robert
Kolej’e girememenin hayal kırıklığını yaşamıştım. Şimdi dönüp
o zamana baktığımda hayatımdaki en iyi kararlardan biri olarak
görüyorum Alman Lisesi’nde okumayı. Bunun en önemli
sebeplerinden biri de katılmaya hak kazandığım ve her yıl ayrı
bir kategorisinde 1. olduğum, müzikle arkadaşlığın iç içe olduğu
“Jugend musiziert” yarışması. Başka uluslararası yarışmalarda
derecelerim var elbet ama ben bu yarışmayla hem müziğin
bendeki yerinin vazgeçilmezliğini anladım, hem de benim müzik
dünyasında bir yerim olabileceğine inandım. Hayatımda çok
büyük etkisi olan öğretmenim Prof. Meral Yapalı’nın da
yönlendirmesiyle piyanistliği mesleğim yapmaya karar verdim.
Bu yoldaki en büyük şansım benim Meral öğretmenimdi. Her
haftasonu onun Rumelihisarı’ndaki evinde beraber hem
çalışmalarımızı yapar, hem de müziğe ve hayata dair fikirlerimizi
konuşurduk. Bir öğretmen-öğrenci ilişkisinden çok daha özel,
güzel ve tabii ki geliştiriciydi benim için. Ve yine onun
yönlendirmesiyle katıldığım ustalık sınıflarından birinde,
Mozarteum Yaz Akademisi’nde, Prof. Vassily Lobanov ile
tanıştım ve Alman Lisesi’nden aldığım bursla beş yıl Köln Müzik
Yüksek Okulu’nda onun öğrencisi oldum.
Benim insanları, toplulukları seven, arkadaş canlısı bir yapım
var. Bu özelliğimi müzikle bir araya getirdiğimde en büyük
tutkum olan oda müziğini daha İstanbul’dayken keşfetmiştim
aslında. O yüzden de master eğitimimi oda müziği üzerine bana
çok ilham veren Prof. Anthony Spiri ile tamamladım.
Bu tutkum ve sahneye olan aşkım beni küçüklüğümde hayal
bile edemeyeceğim dünyaca ünlü müzisyenlerle bir araya
getirdi. Gautier Capuçon, Ilya Gringolts, Clemens Hagen,
Sebastian Manz, Cihat Aşkın, Hakan Şensoy, Dorukhan Doruk
ve Sevil Ulucan gibi müzisyenlerle aynı sahneyi paylaşmak
benim için her zaman çok büyük mutluluk ve motivasyon
kaynağı oldu.
Ve müzik yine sihrini kullandı ve beni eşim piyanist Herbert
Schuch ile de bir araya getirdi. Beraber Avrupa ve Türkiye’nin
sayılı festivallerinde, harika akustikli salonlarında konserler
verdik ve iki tane de CD kaydı yaptık.
2019 yılında kızımızın dünyaya gelmesiyle hem hayatıma
bambaşka bir anlam geldi hem de piyanist, evlat, öğrenci, eş
gibi hayati görevlerime mutlulukla annelik de katılmış oldu.
© 2018 Gülru Ensari - Datenschutz - Impressum